Acı kimin içindeyse onun canını acıtır, o acı ne kabuk bağlar, ne tımar edilir taaki son nefese kadar onu solursunuz, dağlar sizi an be an en ufak tebessümünüz yüzünüzde kaybolur, utanırsınız gülmeye çünkü o acı alnınıza damgalanmıştır atmak istemezsiniz sarılırsınız onunla geçen günlerin hayaline.Kaybettiğiniz düşer yüreğinize buz gibi bir kar tanesi zaman içinde büyür-büyür bir çığ olur kalkamazsınız altından.
 

      Ateş düştüğü yeri yakar her yanık yarası ne kadar büyük olsa da zamanla kabuk bağlıyor,izini dışardan  bakanların göremeyeceği hale gelmesi yarayı sahibi için yok etmiyor,sadece kalbinin en derin köşesine gömüyor bu siteyi hazırlama gayem  dünyanın en onulmaz acısı olan evlat acısı yaşamış ailelere bir nebze olsun gönül  ferahlığı sunmak,ölümün yokluk olmadığını anlatmaya çalışmak.Sitemin editörlüğünü kendim yapıyorum,zaman - zaman   kitabımdan değişik hikayelere yer vereceğim inşallah.Sizlere de küçük bir faydam dokunur.

Perihan USTA
 
Gerçek sevgi, sevgiliyi bir beyaz güvercin
gibi avuçlarına alıp okşamak ve yüreğine bastırıp
korumaktır.

Ama sevgiliyi daha güzel ufuklar bekliyorsa
onu salıvermektir. Onun uçsuz bucaksız gökyüzünde kanat çırpışlarından
sonsuz haz duymaktır

Onun kendisinden uzaklaşmasına
üzülmek değil gerçeğe uçmasına, hakikate yaklaşmasına
sevinmektir.

"Beni bırakıp nereye gidiyorsun?" demek
değil "Gittiğin yerlerde dualarımla seni koruyacağım!"
diyebilmektir.

GÖÇMEN KUŞLAR OLMADI-RECEP ATASOY VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ