BULUTLAR AĞLAMASA YEŞİLLİKLER NASIL GÜLER
ANNEMMM...
Çok uzak diyarlardan
Beyaz bir güvercin gönderiyorum sana
Kanatlarında mutluluk
Yüreğinde hasret ve özlem
ÇOCUĞUMA OTOPSİ YAPILDI ACI DUYMUŞDUR
Kardeşleri hasta olan iki kardeş babalarına, kardeşleri ölürse, onu toprağa gömmekten çok korktuklarını ve üzüldüklerini söyleyince babaları eline bir eldiven giyip çocuklarına dönerek: "Bakın şimdi elim eldivenin içinde ve hareket ediyor. Şimdi elimi çıkartıyorum. Bakın eldiven şimdi hareket etmiyor. Ölünce ruhumuz uçar gider. Vücudumuz önemli değil artık." Diye güzel bir açıklama yapmıştır.
Bunu düşünmeniz
çok doğal, anne kalbidir. Çocuğuna duyduğu şefkat ile acı çeker. O
şimdi yağmur ve karın, toprağın altında ne yapıyor? Evimizde üstünü
atçımı diye üstünü örteriz. Siz elbisenizi çıkartıp assanız,
elbiseniz üşür mü? Böyle fiziksel olaylardan etkilenmezler.
Görünüşte mezar dar ve soğuktur; ama çocukların ve cennet adayı
insanların kabirleri cennet bahçelerinden birer bahçedir. Ruhları
ile kabirlerinin alakası kesilmez. Ruhları orada bulunduğu süre
içinde kabirleri cennetten bir köşe olur. Melekler tarafından
ısıtılır, aydınlatır. Bir cennet bahçesi haline getirilir. Melekler
de orada arkadaşlık ederler.
Orada hapis değillerdir. Cennet kuşları içinde cenneti gezerler,
kabirlerinden cennete açılan koridorlar, pencereler vardır. Onlar
için bu konuda kaygıya gerek yoktur.
Allah bizden daha şefkatlidir. Biz Allah'tan daha şefkatli olamayız.
O çocuk üzerinde bir payımız varsa, %99 pay onu yaratana aittir. Biz
bir payımız için bu kadar düşünüp şefkat ederken, Cenabı Hak sonsuz
şefkati ile ona bizden çok daha iyi davranacaktır. Rahmetinin
şefkatinin bağrına basacak, onu yalnız bırakmayacaktır. Çünkü dünya
üzerindeki tüm annelerin şefkati toplansa Allah'ın yanında
okyanustan bir damla gibidir. Rabbimize güvenelim, O bizden daha
şefkatli davranacaktır şüphesiz.
11 Yaşındki çocuğumu 4 yıl süren bir mücadeleden sonra kaybettim. Rahatsızlığı, yaygın ependimomdu.(tümör) büyük bir boşluk içindeyimYaşarken adeta nefesini dinlediğim oğlumun ne durumda olduğunu çok merak ediyorum. Allahım emanetini geri aldı inançla, duayla ayakta çalışıyorum durmaya çalışıyorum.
Allah sevgili yavrunuzu rahmetiyle ve şefkatiyle koruyor. Gönlünüzdekinden binler kat fazlasını sunsanız evladınızın ilahi huzurdan aldığısevgiye zerre miktar yaklaşamazdınız. Anlıyorum, acı çeken o değil sizsiniz. acınız evladınızın acısından değil, sizin ona hasretinizdendir.Kalbinize evlat acısını veren Allahtır taki Allahın kullarına nasıl acıdığını ve onları cehennemden kurtarmayı ne denli istediğini hissedersinizYakında hep orada buluşacağız. lütfen gönlünüzün şefkatli iniltilerini ilahi sevgiye dönüştürmeye çalışın. Biliyorsunuz ki evladınız sizdendua, sevap, ve hayır bekliyor, Allaha kavuştuğu halde ağlamanızı değil. Evladığınız bir miktar size aitse, milyonlar miktar hepimizin sahibiolan Allaha aittir. Allah sabrınızı arttırsın.
ÇOCUĞUM, ÖLDÜĞÜNÜ BİLİR Mİ?
Öldüğünü bilmez, onun ruhu bilinçli bir ruh değildir. Onun öldükten sonraki yaşamı güzel bir rüyada gibi neşeli bir şekilde devam eder, hiçbir sıkıntı çekmez, cennet kuşları olarak cennetin tadını çıkartırlar. Çocuğunuz sizi özlerse, ruhu sizi görür. Çocukların ruhları iyi insanların ruhları gibi serbesttir. Ruhlar gezer, yıldızlarda gezer meleklerle birlikte uçar cennete gider. Dünyaya gelir ve sizi görme imkanına sahiptir.
Hiç şüphesiz
ALLAH (c.c), müminlerden karşıiığında onlara cenneti vermek
üzere canlarını-mallarını satın almıştır (Tevbe Suresi.111)
18 YAŞINDAKİ OĞLUMU KAYBETTİM. CENNETTE EVLİLİLİK VARMI
Uzaklıklar küçük şeyleri yok eder,
büyükleri ise yüceltir.
Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp,
Ateşi yükselttiği gibi
Hiç kimse birlikte bu tür olaylar olduktan sonra şöyle olsaydı, böyle yapsaydım diye bir takım sebepleri düşünüp de kahrolmak hiç doğru değildir. Çünkü ölüm Allah'ın emridir, Allah'ın takdiridir. Herkesin alacağı ve vereceği nefes sayıları bellidir. Bu süreyi uzatmak ya da kısaltmak elimizde değildir.. Kalp krizinden ya da kaza geçirip öldü... Bunların hepsi birer sebeptir. Herkesin eceli belirlenmiştir. Onu ne 1 saat önceye ne de 1 saat sonraya almak mümkündür.
"Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin tümünü kabuk zanneder."
Ölümün dış
yüzü ürkütücü olsa bile, içi güzeldir. Cevizin içini bilmeyen
içini de kabuk sanır. Halbuki, kabuğun içini bilen kabuğun
içinde güzel bir nimetin olduğunu bilir. Tıpkı ölüm gibi, dış
yüzü soğuk, ürkütücü ama iç yüzü iyi insanlar için çok güzeldir.
Hepimiz misafiriz, elimizdeki dünya malı da emanettir. Misafir
elbet bir gün gidecektir ve emanet sahibine verilecektir.
Doğrudur
Bu hayattan
Bu dünyadan
Ezginliğim
Bezginlğim
Doğrudur
Diyelim ki ameliyat ettirmediniz, belki de bu sefer tedavi olmadığı
için vefat edecekti. Çünkü ecel birdir, ecel değişmez. O sebep olmasa
başka bir sebep olacaktı ki belki de keşke ameliyat ettirseydim neden
ihmal ettim derdiniz.
Çocuğunuz cennete gitti, yaşayan diğer insanlar için kesin değil ama,
onun için bir kesinlik söz konusu, şimdi daha güzel bir dünyada
yaşıyor. Mümkün olsa da onunla irtibat kursanız, bu dünyaya gelmek
istemeyecektir. O gördüğü güzellikleri bırakıp gelmez.
Ele
avuca sığmayacak hayallerim,
bir kuş kanadında artık,
uçtu ve gitti.
SUDAN GELEN SES
Hasan-i Basri
veriyor ki, bir adam Peygamber Efendimize gelerek ağlayıp sızlayıp
Dedi ki:
"Benim küçük bir kızım vardı, şu yakın derede boğuldu. Çok içim
yanıyor."
Peygamber Efendimiz ona acıdı.
Hasan-i Basri haber Ona dedi ki:
"Gel oraya gidelim." Ve gittiler
Peygamber Efendimiz küçük kızın ismi ile seslendi.
"Tekrar anne ve babanın yanına dönmek ister misin?"
O ölmüş kız dedi ki
"Yok ben onlardan daha hayırlısını buldum. Burada çok mutluyum."
Bunu duyan babası:
"Şimdi içim rahat, onun iyi olduğunu bilmek bana yeter." Dedi.
Sen gittikten sonra
Hiç bir şey aynısı gibi olmadı
ÖLEN ÇOCUKLAR ŞEFAATÇİ OLACAK MI?
Sevgili Burak DOĞAN'ın dedesi Eyüp Beyefendi torunundan bir yıl sonra vefat etmişti ve ölüm anında ellerini uzatarak Burak hoş geldin demiş.
Yine bir hanımefendi anlatmıştı:
"Babam ölüm anında önceden ölen dört evladının çevresini sardığını,
yanına geldiklerini söylemişti."
Buluğ çağına ermemiş çocuğu vefat eden kadın için cehennem kendisine
bir perde olur. Müslümanlardan bir kimsenin çocuğu ölürse cehennem
ateşi bu kimseye sadece yemin yerine gelecek şekilde dokunur.
Peygamber efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur; kim sabretmeye çalışırsa
Allah'da onu sabrettirir. Hiç bir kimseye sabırdan güzel ve bol bir
bağış verilmemiştir.
Seni çok
özledim Gece gözlüm benim Bulutlara binde gel Sonra yine gidersin |
ÇOCUKLAR KABİRDE SIKILMAZLAR MI?
Çocukların hayallerinden biri de uçmaktır. Allah onları sevindirmek için rüyalarında uçurur. Onun için onların ruhları da uçar cennete gider. Dünyaya gelir. Hadiste bildirilen yeşil cennet kuşlarının içine girer. Kabir hayatının örneği rüya gibidir. Rüyada biz görüyor, işitiyor, konuşuyor ama bunu vücudumuz ve organlarımız ile yapmıyoruz. Ruhumuz ile yapıyoruz. Kabir hayatı örneği de iyi insanlar ve çocuklar için rüya gibidir. Ne kadar uzun kalırlarsa kalsınlar bir rüya gibi gelecektir onlara. Melekler onlar ile arkadaşlık eder, sıkılmazlar.
Yüreğim gövdeme sığmıyor
Gövdem odama
Odam evime sığmıyor
Evim dünyaya
Dünyam evrene sığmıyor
Patlayacağım
KERTENKELE
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Jabuan bunun için bir duvarı yıkar. Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışardan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görünür.
Adam, bunu gördüğünde kendini kötü hisseder aynı zamanda meraklanır da. Muhtemelen bu çivi on yıl önce ev yapılırken çakılmıştı. Nasıl olmuştu da kertenkele bu pozisyonda yaşamayı başarmıştı. Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşam çok zor olmalıydı. Oturup kertenkeleyi izlemeye başladı ve nereden çıktığını anlamadığı bir başka kertenkele gelir. Ağzında taşıdığı yemekle kertenkeleyi doyurur. Gördüğü manzara adamı sersemletir.
Bu hikayeyi internette okuduğumda çok etkilenmiştim. Aslında bu bir
vefa ve arkadaşlığı anlatmak için yazılmıştı; fakat ben kabir
karanlığında sandığımız sevdiklerimizin, yüce Yaradan'ın himayesinde,
korumasında olduğunu bir kez daha anladım. Bir kertenkeleyi bile yer
altında düşünen Rabbim, özene bezene yarattığı insanı kurda, yılana,
karanlığa mahkum etmezdi.
ÇOCUĞUMU YAPTIĞIM KAZA SONUCUNDA KAYBETTİM.
BU KAZA OLMASAYDI ÇOCUĞUM YAŞAR MIYDI?
Sizin kaderiniz buydu, kendinizi suçlu hissetmeyiniz. Bu hiç doğru değil. Kazayı yapmak kaderinizde yazılıydı. Kaderden sana bir musibet taşı isabet ettiği zaman kadere iman ile bunun altında kalmaktan kurtuluruz. Kadere iman etmek insanı üzüntüden, isyandan kurtarır.
Ne yeryüzünde vuku bulan ne de başınıza gelen bir musibet yoktur ki onu yaratmamızdan evvel bir kitapta yazılmış olmasın. Ta ki başınıza gelenlerin bir kitapta yazılı olduğuna inanırsanız, kayıp ettiklerinize üzülmezsiniz.
Sebepsiz bir ölüm olmuyor işte. Bir bilge kişiye sormuşlar:
- Baban neden öldü?
- O da çünkü doğmuştu, der.